İtalyan Türkolog Luigi Bonelli ve Osmanlı Türkçesi Gramerinin Esasları
İTALYAN TÜRKOLOG LUİGİ BONELLİ VE OSMANLI TÜRKÇESİ GRAMERİNİN ESASLARI
Asukköklü’nün Notları
İtalyan Türkolog Luigi Bonelli ve “Osmanlı Türkçesi Gramerinin Esasları” adlı eseri Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ Bu yazıda önce, İtalyan Türkolog Luigi Bonelli ve onun hazırladığı Osmanlı Türkçesi Gramerinin Esasları kitabından söz edeceğim. Ardından kitabın “Giriş” kısmının çevirisiyle birlikte “içindekiler”ini vereceğim. Napoli Doğu Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili profesörü Dr. Luigi Bonelli’nin sözünü ettiğim kitabı, Milano’da, 1899 yılında (Ulrico Hoepli Editore-Libraio Della Real Casa) basılmıştır. Kitap cep boy ve 199 sayfadır. Ekinde 64 sayfalık yayınevinin bastığı kitapların listesini sunan bir ek vardır. Eserin eb’adı 15,2 cm+10 cm.dir. İçinde katlanmış çeşitli tabloları içeren 5 ayrı levha vardır. Eserin sonunda “Okuma Parçaları” kısmında “Karı koca” (s. 161-162); İ. Kunos, Oszmán-török népköltési gyűjtemény (Osmanlı-Türk Halk Edebiyatı Derlemesi), Budapeşte, 1887, c. I, s. 23-25’ten alınan “Ol zamanda bir padişah varmış bunun dünyada hiç çocuğu gelmemiş.” cümlesiyle başlayan bir masal (s. 162-167) ve 8 Ekim 1897 tarihli İkdam gazetesinden “Akd-i Sulh” (s. 168-170) adlı bir yazı verilmiştir. Prof. Dr. Luigi Bonelli hakkında wikipedia bilgisini nakledelim: “Luigi Bonelli 1865’te Brescia’da doğmuş, 1947’de Napoli’de ölmüştür. İtalyan doğubilimci; dilbilimci, İslam araştırmacısı ve Türkologtur. 1887'de Milano Üniversitesini bitirmiştir. Napoli Doğubilim Yüksek Enstitüsünde Türkçe ve Farsça profesörlüğünde bulundu, Maltız dili üzerine çalıştı. Roma'da Casanatense Kütüphanesindeki Arapça, Farsça ve Türkçe elyazmaların katalogunu hazırladı (1892). Osmanlı Türkçesinin dilbilgisi üzerine Grammatica Turca Osmanli adlı eserini (1890/1899?) bastırdı. La moderna letteratura ottomana (Modern Osmanlı Edebiyatı) adlı incelemesi 1903'te yayımlandı. Türkçe öğrenenler için Primo corso di esercizi turchi (1905; Türkçe Alıştırmaya Giriş), Il Turco parlato (1919; Konuşulan Türkçe; S. Iasigian ile birlikte) gibi kılavuz kitaplar ve Lessico Turco-Italiano'yu (1939; Türkçe-İtalyanca Sözlük) hazırladı. Atasözleri, Trabzon ağzı ve Seydi Ali Reis'in coğrafya yapıtı Muhit'in üzerine araştırmaları bulunan Bonelli, Kur'an'ı da İtalyancaya çevirmiştir (1929).” Diğer bazı eserleri de yine wikipedia’ya göre şunlardır: • Locuzioni proverbiali del turco volgare (Türk Halk Dilinde Atasözleri, "Keleti Szemle" dergisi, c. 1, 1900) • Voci del dialetto di Trebisonda (Trabzon Ağzından Kelimeler, "Keleti Szemle" dergisi, c. 3, 1902) • Appunti grammaticali e lessicali di turco volgare (Türk Konuşma Dilinin Grameri ve Kelime Hazinesi Hakkında Notlar, "Actes du XII Congrès des Orientalistes", 1902) Burada söz konusu edeceğimiz eserin tam adı şöyledir: Elementi Grammatica Turca Osmanli con paradigmi, crestomazia e glossario (1899; Osmanlı Türkçesinin Gramerinin Esasları. Fiil kipleri, okuma parçaları ve lügatçe ile) Bu eserin basılış tarihini wikipedia 1890 olarak veriyor, ancak elimizdeki kitapta hangi baskı olduğunu belirtmeden (ilk baskı gibi?) 1899 yılı gösterilmiştir. Ktabın “Giriş”i (s. VII-VIII) ile “İçindekiler”i, İÜ Hukuk Fakültesi, İdare Hukuku araştırma görevlisi Eren Kalanyuva’nın çevirisiyle aşağıdadır. Ricam üzerine çeviriyi gerçekleştiren genç meslektaşıma şükran borçluyum: “GİRİŞ Osmanlı Türkçesi, Türk-Tatar dillerinden oluşan gruba dâhil olup Avrupa’da Macarca ve Fince ile temsil edilen Ural-Altay dil ailesinin bir parçasını oluşturmaktadır. En geniş manasıyla Türklerin ikametgâhı, Sibirya’dan (Yakutistan) Orta Asya’ya (Kırgızlar, Özbekler, Türkmenler); Rusya’dan (Çuvaşistan, Başkurdistan, sözde Tatarlar) İran’a (İran Türkleri, Azerbaycanlılar) ve Anadolu’dan Balkanlara kadar (Osmanlılar) uzanmaktadır. Bu halklar tarafından kullanılan birbirinden farklı çok sayıda lehçe arasında, modern filolojinin (dilbilim) günden güne daha fazla ilgi gösterdiği Osmanlıca üzerine yapılan araştırmalar, tarihi ve pratik nedenlerle hiç şüphesiz en başta gelmektedir. Halihazırda Osmanlıca, yazılı ve sözlü olarak karma bir dil şeklinde karşımıza çıkmaktadır: Aslında Osmanlılara din ve medeniyetin gelişi, Araplar ve İranlılar aracılığıyla olduğundan; dilin özü de Arapça ve Farsçanın karışımından meydana gelmiştir. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, bahsi geçen son iki dilin (Arapça-Farsça) taşra dilindeki (kaba Türkçe) etkisi oldukça sınırlı iken, eğitimli sınıfın (classecolta) kullandığı dilde oldukça etkisi [daha çok] göze çarpmakta ve ağdalı şiir tarzı ile belâgatte (fasih Türkçe) daha baskın bir şekilde gözlemlenmektedir. Bu esaslar, sadece sözcüklerin mahiyetiyle ilgili olmayıp, aynı zamanda gramer açısından da, yazım kurallarında, morfolojik (şekil bilgisiyle ilgili) olarak Türkçe, Arapça ve Farsçadan alınan sözdiziminde etkisini göstermekte; ancak Türkler bakımından genel esaslar yeterli olmaktadır.” Ayrı bir “İçindekiler” cetveline sahip olmayan kitabın ihtiva ettiği başlıkları bir cetvel haline Eren Kalanyuva getirerek tercüme etmiştir. Buna göre eserin bölümleri ve alt bölümleri şöyledir: “Birinci Bölüm İmlâ ve yazım kuralları (Alfabe) İkinci Bölüm Morfoloji (Şekil bilgisi)– Kelime Biçimlerinin Yapısı I. İsim A.1. Türkçe isim A.2. Farsça isim A.3. Arapça isim B.1. Türkçe sıfat B.2. Farsça Sıfat B.3. Arapça Sıfat C. Sayılar D. Zamir II. Fiil A. Mastar Konusu B. Fiil çekimi C. Farsça ve Arapçada Fiil III. Parçalar (Edat, Zarf, Bağlaç, Ünlem) Üçüncü Bölüm Sözdizimleri İsim Zamir Fiil Edat Edat Topluluğu İtalya Dışişleri Bakanlığı’nın Roma’da Bulunan Osmanlı Büyükelçiliği’ne Gönderdiği bir Notun Türkçe ve Fransızca Metni Okuma Parçaları.” Sonuç yerine, Luigi Bonelli’nin “Giriş” yazısında bugün onlarca “dil”e bölünmüş Türkçeyi, bütün ve tek bir dil olarak gördüğüne dikkatinizi çekmek isterim.
|