Menüler
Anket
Bizi nereden duydunuz?
Maç Sonuçları
Ümeyye Camii - Türk Birliği

Ümeyye Camii

Asukköklü’nün Notları

Ümeyye Camii

Fethi GEDİKLİ

11 Ekim 2011 Salı günü Beyazıt’ta Sahaf Nusret’ten bazı basma kitaplarla birlikte içi ilahilerle dolu ve maalesef baş tarafı eksik olan elyazması bir kitap da aldım. Varak numarası olmayan yazmayı ben varakladım. Buna göre kitap 1a’dan başlayarak 63b’de sona erdi. Yazmanın son kısmı tam görünmekte fakat istinsah edeni veya başka herhangi bir bilgiyi ihtiva etmemektedir. Ön kapağı olmayan yazmanın arka kapağı, birkaç varakın bir araya getirilip yapıştırılmasıyla –kartonlaştırılarak- oluşturulmuştur. Hatta bu varakların ikisi çözülerek 64. ve 65. varak gibi de değerlendirilebilir. Bunlarda çeşitli harf dizileri oluşturulmuştur, anlamlı kelimeler yoktur. Arka kapağın dışı da gene böyle anlamsız harf satırlarıyla doludur.

Yazmanın ebadları 16x11.30 cm’dir. Eni 11.30, boyu 16 cm.dir ve kitap sağa doğru değil bloknotlarda olduğu gibi arkaya doğru açılmaktadır yani cönk denilen kitaplardandır. Harekelidir. İçindeki ilahilerin birçoğunun müellifi belli değilken, diğer birçoğu da Derviş Yunus, Âşık Yunus, Yunus ve Yunus Emrim biçiminde yazılan Yunus Emre’ye veya Yunuslara aittir. Yazmanın ne zaman istinsah edildiği hakkında herhangi bir not olmadığı için kâğıdına ve yazı biçimine bakılarak bir tahmin yapılabilirse bu, uzmanlık isteyen bir iştir. Ancak elimizdeki yazmanın ikinci manzumesi “İlahi isterem senden bu dört nesneyi kıl ihsan / Biri cennet biri izzet biri nimet biri iman” şeklinde başlayan bir “münâcât”tır ve bunun Tataristanlı Abdurrahim Otuz İmenî’ye (Çirmişen, 1754-1834) ait olduğuna dair bir bilgi vardır. Künyesi Abdurrahim ibn Osman ibn Sermeki ibn Kırım el-Bulgarî şeklinde olan İmenî, XVIII. yüzyılın sonlarıyla, XIX. yüzyılın başlarında yaşamış meşhur bir şair, âlim ve sosyologdur (ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-82628/h/abdulmennanmuslimoglu.pdf). Eğer gerçekten bu şiir İmeni’ye aitse, bizdeki yazma 1800’lerin ikinci yarısında tertip edilmiş olabilir. Bunu destekleyen ikinci husus da gene yazmada bulunan “Akıl padişahdır gönül vezirdir / Ruh bedende sultan kendi nazîrdir.” beytiyle başlayan güftenin Muallim İsmail Hakkı Bey (1865-30.12.1927) tarafından aksak huzi nefes olarak bestelenmiş olduğuna dair malumattır.

Burada sunduğumuz manzume ise bugün büyük bir kargaşa içinde bulunan ve binlerce insanın “iç savaş”ta öldüğü, geleceğinin ne olacağı belirsiz olan Suriye’nin başkenti Şam’daki Ümeyye Camii üstünedir. Hacıların yol üzeri olan Şam-ı şerif, diğer dini mekanlarıyla birlikte Ümeyye Camii ile de müminlerin muhabbetini kazanmıştır. İşte ismini bilmediğimiz bir şair (belki de son dörtlüğün ilk mısraında adı geçen Hasan Hüseyin adlı birisidir.) Ümeyye Camiinin kendisine duyurduğu hisleri bizlerle bölüşmektedir. Bilindiği gibi, Ümeyye yahut Emeviye Camii, Emevî halifelerinden Velid bin Abdülmelik tarafından Miladi 705-715 tarihleri arasında yapılmış büyük bir camidir.

Elyazmasında v. 19a-20a’da bulunan şiirin hayli eski olduğu istidlal edilebilir. Bir kere içinde bugün edebi dilde kullanılmayan çokuşmak (üşüşmek, toplanmak), varış (çit, duvar) gibi kelimeler vardır. Ayrıca yazmada birçok imla hatasıyla kaydedilmiştir. Yazılış şekli, onun başka bir yazılı kaynaktan kopyalandığını düşündürüyor. Hatta bazı yerlerini istinsah edenin anlamadığını da varsayabiliriz. Mesela altıncı kıt’anın ilk mısraı “ayeni havisdir” (ayeti hadisdir) okunacak şekilde yazılmıştır. Biz bunu “ayet ü hadis” şeklinde yorumladık. Merdiven yerine merdimen, seksen yerine sekzen yazıldığı gibi hatîb kelimesi de hatalı yazılmıştır. Her dörtlüğün sonundaki mısra Cami Ümeyye diye bitmektedir. Aslında Ümeyye Camii demek olan bu farsça tamlama Cami-i Ümeyye olmalıykan, galiba vezin sebebiyle Cami Ümeyye  

Parçanın okunuşu sorunlu bazı yerleriyle ilgili görüşlerini belirten Dr. Mehdi Genceli’ye buradan teşekkür ederim. 

Hecenin 11’li ölçüsüyle yazılan, bazı mısraları bu ölçüye uymayan, Farsça tamlama Cami Ümeyye diye adlandırdığımız manzumeyi okuyucuların ilgisine arz ediyoruz:

 

Ümeyye Camii

 

Gelin hey gardaşlar Şam’a varalım,

Anda olan melekleri görelim,

Cami Ümeyye’de namaz kılalım.

Ne güzel camidir Cami Ümeyye!

 

Dört minaresi var birisi kısa,

Yüz altmış merdimen çık basa basa.

Anda bekçidir Hazret-i İsa.

Ne güzel makamdır Cami Ümeyye!

 

Anda dört mihrabın mezhebi hazır,

Asla bir vech-ile bulunmaz özür.

Anda namaz kıldı Hazret-i Hızır,

Ne güzel camidir Cami Ümeyye!

 

Hatîbleri gelür elinde fener,

Sekzen bin kandil içinde yanar.

Anda namaz kıldı Hazret-i Ömer,

Ne güzel camidir Cami Ümeyye!

 

Üç yüz a[ya]ğ-idi eni uzunu.

Dört yanında sala verir müezzini.

Bil[e]medim baharını güzünü,

Ne güzel makamdır Cami Ümeyye!

 

Ayet ü hadisdir anın nakışı,

Üç yüz penceresi kıbleye karşı.

Çokuşmuş melekler seyreder arşı,

Ne güzel makamdır Cami Ümeyye!

 

Hazret-i Yahya bir güle benzer.

Dört yanında varış kal‘aya benzer.

Sanırsın cennet-i a‘lâya benzer,

Ne güzel makamdır Cami Ümeyye!

 

Hasan Hüseyn eydür maksuda irdim,

Üçü-le yedi-yle kırk-ile vardım,

Bilal-i Habeş’in makamın gördüm,

Ne güzel makamdır Cami Ümeyye!

 

Bu yazı Yesevi Dergisi, Mart 2012, Yıl. 19, Sayı 219, s. 8-9’da yayınlanmıştır.

SıraBaşlık

Yazarlar
Halil KURUMAHMUT
LİBYA GERÇEĞİ....
Prof.Dr.Fethi GEDİKLİ
ZÜHDÎ’NİN ŞEYHİNE YAKTIĞI AĞIT
Hava Durumu
Piyasalar
Alt?n
© Copyright 2016 Halil KURUMAHMUT - Tüm hakları saklıdır.