Men�ler
Anket
Bizi nereden duydunuz?
Ma� Sonu�lar�
Ermeni Paranoyas�n�n M�sebbipleri...!!!! - T�rk Birli�i

Ermeni Paranoyas�n�n M�sebbipleri...!!!!

 

ERMEN� PARANOYASININ MÜSEBB�PLER�...!!!!

Osmanl� �mparatorlu�u; Do�u ve Bat� dünyas�n�n kesi�en ana noktas�nda yer almakta idi. �mparatorlu�un bu özelli�i bölgenin stratejik faktörlerinin de etkisiyle her zaman iç ve d�� çat��malar�n ya�and��� konumunu da ön plana ç�karm��t�r �mparatorluk içerisin de farl� din , dil ve milliyete sahip insanlar�n bir bayrak alt�nda toplanmas�,tesis edilen huzurlu ya�am�n yan�nda çat��malar� da beraberinde getirmi�tir. Ancak dünyadaki de�i�im ve geli�im rüzgarlar�, daha fazla hak talebi istekleri �mparatorlu�u 19. yüzy�l�n ba�lar�ndan itibaren zor ve geriye dönü�ü olmayan bir çözülme sürecine çekmi�tir. Özellikle �mparatorlu�un geli�im ve de�i�imlere zaman�nda ayak uyduramamas�, siyasî ve fikrî hayatta meydana gelen bütün bu süreçlere uyum sa�layamamas� çözülmeyi tetikleyen en önemli faktör olarak ortaya ç�km��t�r.Bu durumlar Avrupa d��� memleketlerde oldu�u gibi Osmanl� �mparatorlu�u’nda da y�k�c� ve bölücü hareketlerin ortaya ç�kmas�na sebep olmu�tur.Osmanl� s�n�rlar� içerisinde yer alan, hürriyet ve milliyetçilik ak�mlar�n� ö�renen Yunan, S�rp, Bulgar gibi. Gayr�müslim ahali isyanlar ç�karmak suretiyle istiklal aray��� içerisine girmi�lerdir.. Bunun yan�nda, bir taraftan Rusya ve Avusturya devletlerinin sald�r�lar�na kar�� koymaya çal��an �mparatorluk, di�er taraftan uzun y�llar kendi tebâs� olan gayr�müslim istiklal mücadeleleriyle de me�gul olmak zorunda kalm��t�r. Gayrimüslim tebây� bu hürriyet isyanlar� mücadelesine iten en önemli sebep ise Müslüman ahaliden  daha müreffeh bir hayat ya�amalar� bu zümrelerin uzun süreden beri devletin ho�görüsü ve koruyuculu�u sayesinde özgün kimliklerini geli�tirmeleri ve bu do�rultuda devlet yöneticilerinden kaynaklanan önemli etkisi oldu�u bilinmektedir. Bunun yan� s�ra; Avrupa devletlerinin dinî, siyasî ve kültürel sebepleri gerekçe göstererek, k��k�rtmalarda bulunmas� yeni aç�l�mlar� beraberinde getirmi�tir. Sonuçta bu devletlerle temas mevkiinde olup, gayrimüslim nüfusun kalabal�k oldu�u bölgelerde hürriyet muhtariyet ve isyan hareketlerinin en büyük destekçisi olmu�lard�r. Neticede bu geli�meler devleti de aç�l�ma zorlam�� ve 1839’da Tanzimat hareketinden sonra 1856’da uygulamaya konan, �slahat hareketi de kaç�n�lmaz bir yolun as�l ba�lang�c� olarak ortaya ç�km��t�r. Osmanl� yönetimi bundan sonra toplum ve devlet hayat�nda da aç�l�mlar yapma isteklerine kar�� koyamaz bir duruma gelmi�tir. Bu duruma en önemli etkenin, bahse konu olan Avrupa devletleri ve gayrimüslim tebaan�n, zay�flayan devlet yap�s�n� f�rsat bilerek ard� kesilmeyen taleplerde bulunmas�ndan kaynakland���n� bilmekteyiz. Bat�l� devletlerin, sözde H�ristiyanlar� korumak maksad�yla Osmanl� Devleti’nin iç i�lerine kar��malar�n�n önü art�k engellenemez bir hal alm��t�r. Her ne kadar 30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antla�mas�’n�n dokuzuncu maddesi,bu devletlerin H�ristiyan tebâ üzerindeki “koruyuculuk” çabalar�n� sona erdirmi� gibi görünse de, ayn� maddede �slahat Ferman�’n�n zikredilmi� olmas�, Osmanl� Devleti’nin iç ve d�� siyasetini esasl� bir �ekilde yabanc� müdahalesine aç�k hale getirmi�tir..  Islahat Ferman�yla;Antla�maya taraf devletler, Osmanl� tebas� H�ristiyanlar için net bir güvence ve net bir teminat elde etmi�lerdi. Avrupal� devletlerin Osmanl� tebas� gayrimüslimleri ile ili�kilerinin, dünyada de�i�en siyasî, iktisadî ve sosyal yap�lara uygun olarak �ekillenmesi normal kar��lanmakla birlikte, �mparatorlu�un; Ruslar�n Ortodoks teba hakk�ndaki müdahalelerine son vermek için girdi�i sava�ta Avrupa devletleri saf�nda yer almas� bu devletlerin gayrimüslim teba lehine müdahalelerini kronik bir hale dönü�türmü�tür. Bütün bu gerçekler e�i�inde, gayrimüslüm teba’dan olan Ermenilerin durumu ise, imparatorlu�un her taraf�na da��lm�� ve en çok olduklar�n� iddia ettikleri Do�u Anadolu’da bile Müslüman nüfusa k�yasla, s�radan bir az�nl�k konumunda görülmü�lerdir. Ama bilinen bir gerçektir ki;, Osmanl� Devleti’nin kurulu�undan bu yana, topraklar�nda bir Ermeni az�nl��� bar�nd�rd��� ve devlet idaresinde Ermeni’ler ile ilgili  politikalar, di�erlerine k�yasla daha fakl� olup bu toplumun kader çizgisini belirleyecek farl� bir etken olarak ortaya ç�km��t�r. Öyle ki, bat�n�n ananevî politikas� olan �ark meselesinin bir parças� olarak, 19. Yüzy�l�n ba�lar�ndan itibaren geli�tirilmeye çal���lan, Ermeni Meselesi’nin etkili olmaya ba�lad��� s�ralar da bile bu toplum, Osmanl� Devleti içerisinde asli unsur say�lan Türkler'den ,daha fazla haklara sahip oldu�u bilinmektedir. Ermeniler; Günlük hayat ve ya�am tarz� bak�m�ndan, Türklerden ay�rt edilemeyecek bir durumda ya�amaktayd�lar Onun için 20. Yüzy�l�n ba�lar�na kadar Osmanl�lar, Ermenileri korumu� ve muhafaza etmi�tir.Ermeniler; Zanaat ve ticaretle u�ra�arak devletin esas yükünü ta��yan Türklerin aksine, gün geçtikçe zenginle�mi�tir. Osmanl� Ermenileri’nin hayat�nda ilk de�i�iklik, 19. yüzy�l�n birinci çeyre�inde Kafkaslar�n Ruslar taraf�ndan i�gali ile ba�lam��t�r. Anadolu’nun do�u s�n�r�nda Ermeni kilisesinin yerle�ip tan�nd���, Ermeni vali ve generallerinin iller yönetip, ordular� komuta etti�i bir Rus Ermenistan’�n kurulmas�yla bu durum farkl� bir boyut alm��t�r. Bu olaya kadar büyük bir k�sm� Osmanl� hakimiyetin de ya�ayan ve asli vatanda�lardan ay�rt edilemeyecek bir hayat tarz� ile küçük bir gurup halinde ya�ayan Ermenileri, millet olarak henüz dünyada bilen ve ay�rt eden bir devlet ve zümre de yok say�l�rd�. 18. yüzy�l da Do�u ticaretinden istifade etmek isteyen Ruslar, Ermenileri kullanarak onlardan faydalanmay� dü�ünmü� ve onlar� hakimiyetleri alt�ndaki topraklara, dinî ve dünyevî her türlü imtiyaz ve garantiyi vererek yerle�meye davet etmi�tir. Ermeniler ilk hareketini bu davete uyarak �ran’dan Rusya’ya göç ederek gerçekle�tirmi�lerdir. Daha sonra, Ermeni ailelere mensup baz� ki�iler, 19. yüzy�la gelindi�inde Çar’�n maiyetinde oldukça etkili mevkilere yükselmi� ve bu durum kar��s�nda Osmanl� Devleti, Ermeni camias� üzerindeki kontrol ve yönlendirme kabiliyetini önceden Rusya daha sonra da bat�l� devletler lehine kaybetmeye ba�lam�� ve 19. yüzy�l�n ba�lar�nda Rusya’n�n; Öncelikli olarak, Balkanlar, Bo�azlar veya Do�u Anadolu yoluyla s�cak denizlere inme arzusu ve bunu gerçekle�tirememesi hedefini Kafkaslar ve do�u Anadolu üzerine yo�unla�t�rmas�,Oysa Kafkasya’ya hakim bir Rusya’n�n Do�u Anadolu’dan Basra ve �skenderun körfezlerine uzanan bir basamak Ermenistan olu�turulmas� planlar�, Ermenilerin kullan�lma hadiselerinin tarihi ba�lang�c� olarak ortaya ç�km��t�r.Bu durum 19. yüzy�l Rus d�� siyasetinin temel ilkelerinde biri haline gelmi�tir. Ayn� tarihlerde bölgede Bu arada Ermeniler, Amerikan sermaye ve misyonerlerinin görüldü�ü de bilinmektedir.Ruslar ve Amerikal�lara kar��l�k Avrupal�lar�n Ermenilerle ilgilenmeleri genelden özele do�ru bir seyir göstermi�tir. Buna ba�l� olarak geli�en Ermeni meselesi de bu toplumun de�il, Osmanl� topraklar�nda menfaatleri çat��an iki büyük devletin, �ngiltere ile Rusya’n�n bir milli davas� olarak politik bir hüviyetle de dikkatleri çekmi�tir. Bu arada Ruslar 3 Mart 1878 günü imzalanan Ayastefanos Antla�mas�’na ilave ettirdikleri  özel bir madde ile Ermeni ad�n�n ilk kez bir uluslararas�  antla�mayla tesçilini sa�lam��lard�r. Asl�nda Ruslar�n Ermenileri kullanmas�, bat�l� devletler ve özellikle �ngiltere’nin “hayatî ç�karlar�na” ters dü�mekteydi. Onun için söz konusu anla�ma 13 Temmuz 1878’de Berlin Antla�mas�yla tadil edilerek Ermenilerle ilgili, Ruslar�n yapt��� anla�man�n 16.maddesine nispet, hemen, hemen ayn� ifadelerle bu yeni antla�man�n 61.maddesine eklenmi�tir. Buraya kadar ki mücadele emperyalistlerin, Ermenileri kendi ç�karlar� do�rultusunda kullanma emellerinin aç�k tezahürüdür.Tabi bu arada unutulmamas� gereken bir durum ise Berlin Antla�mas�n�n Avrupa’n�n büyük devletlerine  bu gibi konularda verdi�i telkin, teklif ve müdahale hakk�ndan kaynakland���n� da vurgulamak gerekir. Nitekim �ngiltere bu hakk� kullanarak Ermeniler üzerinde planlar� gere�i ilave maddeyi anla�maya koydurmu�tur.Berlin Kongresi’nden sonra �ngiltere’nin Osmanl� Devletine yönelik politikas� giderek de�i�meye ba�lam��, bu de�i�imin net ise Sözde ermeni sorununa tam odaklanmas�yla devam etmi�tir. �ngiltere ayn� zamanda Ermenileri silahl� direni�e yönlendirmi� ve �ngiliz asker-konsoloslar köy, köy Anadolu’yu dola�maya ba�lam��lard�rlar. Bunlar ise Ermeniler taraf�ndan adeta “kurtar�c�” olarak kar��lanm��lard�r. Esasen bu görevlilerde de sanki Anadolu’yu yönetmeye geliyorlarm�� gibi bir hava sezilmi� ve Ermeni cemaati taraf�ndan muazzam gösterilerle kar��lanm��lard�r. Bir yandan Ruslar faaliyetlerine devam ederken, di�er yandan, görüldü�ü gibi �ngilizler, kurulacak ba��ms�z büyük bir Ermenistan’�n her halükârda Rusya’ya yem olmayacak biçimde tesis edilmesini hedeflemi�lerdir. �ngilizler bir yandan da imparatorluk ile yapaca�� reformlar neticesinde kurulabilecek ba��ms�z bir Ermeni devletinin kendi kontrolü d���na ç�kmamas� planlar�n� da tedbir olarak elde tutmu�lard�r.�ngiltere;E�er bu ivme Ruslar�n lehine geli�ir ise o zaman ba��ms�z bir Ermenistan kurulmas�n� önlemek için reform çal��malar� sürdürülür,ya da Rusya’n�n müdahalesine kap� açmayacak �ekilde düzenlenmesi politikas�n� göz ard� etmemi�tir.Bu arada o dönemlerde a��lanmak istenen di�er bir politika ise Ermenilerin; Sözde Kürtler ile ayn� �rktan olduklar�na inand�r�lmas�.!de kendi �rklar�ndan olduklar�na inan�rlar �lkin Kürtlere baz� bölgeleri ay�rmak, buradaki H�ristiyanlar� ba�ka yerlere sevk etmek ve kom�ular� rahats�z etmedikleri sürece onlar� ba��ms�z olarak b�rakmak çok faydal� olabilir. Ayn� zamanda onlara H�ristiyanl��� a��lamaya ve aralar�nda e�itim yapmaya çaba gösterilmeli, e�er bunda ba�ar� sa�lanamazsa topraklar� i�gal edilerek boyun e�meleri ve uslu durmalar� sa�lanmal�d�r.” sözleriyle yer almaktad�r. �ngilizler, bu rapordaki tekliflerin pek ço�unu bizzat kendi yönettikleri, i�galleri alt�ndaki topraklarda, yani sömürgelerinde bile uygulamam��lard�r. Ama bütün bunlar Anadolu’da, Osmanl� yönetiminde �slahat bahanesiyle gerçekle�tirilmeye çal���lm��t�r. Zira, zaman� gelip de Osmanl� Devleti çökünce Ermenilere ayr� bir devlet kurdurmak ancak böyle mümkün olabilirdi.  �ngilizler; Ermenilere en büyük zulmü yapan topluluk olarak gösterdikleri, mutlaka tedip edilmelerini vurgulad�klar� Kürtleri, birden bire Ermeni ideallerini gerçekle�tirmede en önemli müttefik olarak göstermeleri de bilinen bir gerçektir. Ama bu dü�üncenin, Kendi menfaatleri gere�i, temel te�kil etmesi ve Do�u Anadolu üzerindeki �ngiliz-Rus nüfuz rekabetinde, bir faktör olarak kullan�lmas�, daha do�rusu bir piyon olan Ermenilere yeni unsurlar�n eklenmek istendi�inin göstermesi bak�m�ndan, dikkatle üzerinde durulmas� gereken bir mevzu olarak bir kez daha aç��a ç�km��t�r. Kürtleri, Ermeni ideallerine payanda yapma fikri, sadece �ngilizlere ait bir dü�ünce de�ildir. Meselâ, 20.yüzy�l�n hemen ba�lar�nda bölgeyi gezen ve “Van-Bitlis Vilâyetleri Askerî �statistikleri” ba�l���yla geni� bir rapor haz�rlayan Rusya’n�n Van konsolosu Tu�general T.V. Mayévsr�y (Mayewski) de benzer dü�ünceleri ortaya koymas�na ra�men provakatif faaliyetlerini de yürütmü�tür. Y�llarca Kürt ve Ermeni aras�nda hiçbir olay yokken, Provakatif eylemleriyle,Kürt ve Ermenilerin aras�nda yüzy�llarca sürecek  kin ve nefretin olu�mas�n�n da   tetikleyicilerinden birisi olmu�tur. Fakat Ermeni olaylar�n� uzaktan idare edenler, (�ayet Ermeni-Kürt ili�kilerini hakk�yla bilselerdi) Kürtleri, Ermenilerin aleyhine tahrik için de�il, aksine aralar�nda bulunan ili�kilerin geli�tirilmesi ve ilerletilmesi için büyük çaba harcarlard� ve bunlar�n aralar�ndaki te�riki mesai için büyük emek vermek zorunda kal�rlard�. O dönemlerde, Kürtlerin büyük bir bölümü henüz gerçekten Osmanl� Devleti’ne ba�l� de�ildi. Uzun uzad�ya buralarda yap�lan incelemeye göre Kürtlerin yar�s�ndan fazlas� Osmanl� hükümetine kar�� kin ve nefret beslemekte idiler. Bu da Kürtlerle Ermenileri bir arada te�riki mesaide bulunduracak bir konuydu. Bunu tatbik sahas�na koymak liderlere dü�erdi. Ama bu dü�ünce Ermenilerde olu�mam��t�. Kürt ve Ermenilerin birlikte ayaklanmalar� i�e ba�ka bir �ekil verirdi. Bu ayaklanmay� hiç kimse reddetmezdi. Çünkü öyle Ermeni köyleri vard� ki Kürtçeden ba�ka hiçbir dil bilmezler. Bu iki millet de Türkleri pek sevmezlerdi. Bunun için Osmanl�’ya kar�� her iki milletin birlikte hareketi kolayla��rd�. Bazen komitac�lar Kürtleri ve Ermenileri birle�tirmeye çal���rlard�. Çünkü çiftçi olan Ermeniler, ayn� zamanda kendisi gibi çiftçi olan reaya Kürtlerle bir arada ya�amay� bilirlerdi, a�iret Kürtler ise bazen her iki taraftan da nefret ederlerdi. Bununla beraber yak�nl�klar� da vard�. Çünkü birbirlerine muhtaç idiler. Böylelikle ya�am sahalar� ayn� arazi oldu�undan bunlar kolayca bar���rlar ve beraber hareket ederler. Art�k bundan sonra bunlar� ay�rt etmek mümkün olamaz. E�er Avrupal�lar ile �stanbul’daki komitac�lar ve tüm Ermeniler, Ermenistan yerine Kürdistan kelimesini kullanabilselerdi bütün Kürtleri arkalar�na alabilirlerdi. Daha sonra kentlerde yeni,yeni �ehirle�meye ba�layan Kürt a�iretleri, �ehir hayat�na al��t�ktan sonra di�er a�iretlere de örnek olabilirdi diye dü�ünülen planlar, taktikler vs Ermenilerle Kürtlerin birlikte ayaklanmas�yla her �eyin de�i�ece�ine inanan Ruslar Kürt ve Ermenilerin kar�� kar��ya getirili�ini de alternatif plan olarak her zaman da elde tutmu�lard�r.Ayn� durumu, bat�l�lar da, özellikle �ngilizler de görmekte mümkündür.  Dünya tarihinde, Osmanl� Devleti’nin d���nda, y�k�l��� yüzy�llar boyunca planlan�p, projelere ba�lanan bir ba�ka devlete rastlamak mümkün de�ildir. Ermeni meselesi; 19.yüzy�l da, Avrupa’n�n iktisadî, siyasî, dinî, fikrî ve kültürel ç�karlar�, Türklerin müsamahas� ve Türk ayd�nlar�n�n �uursuzlu�u, yap�lan �slahatlar�n gayesizli�i sonucunda, önceleri Do�u Anadolu’da bir Rus-�ngiliz emperyalist bölücülük mücadelesi �eklinde ba�layan, sonralar� ise, �ngilizlerin gayretiyle, öteki devletlerin i�e kar��malar� neticesinde büyüyerek,  günümüz de güncelli�ini korumaya devam etmesine zemin haz�rlam��t�r. Yaln�z 1915 y�l� sonras�, Do�u Anadolu bölgesinin demografik yap�s�n�n da tehcir neticesinde de�i�melerin olmas�, önceleri figüran olarak görülen Ermenileri, günümüzde ma�dur edalar�yla alg�lamaya sevk etmi�tir. Böylelikle günümüzde de, bölgede yarat�lmak istenen “Kürdistan” politikalar�yla paralellik arz eden bir yakla��mlar paranoyas� olarak,  görülmeye de devam etmektedir.


 

S�raBa�l�k

Yazarlar
Halil KURUMAHMUT
L�BYA GER�E��....
Prof.Dr.Fethi GED�KL�
Z�HDΒN�N �EYH�NE YAKTI�I A�IT
Hava Durumu
Piyasalar
Alt?n
� Copyright 2016 Halil KURUMAHMUT - T�m haklar� sakl�d�r.